Güzel bir deplasman sabahıydı. 6 yaşındaki oğlum Çınar'ın ilk otobüs deplasmanıydı. Atkılarımız, berelerimiz ve marşlarımız dilimizde stadyumdan kalkacak otobüslere doğru ilerledik. Çınar'ın heyecanı beni de heyecanlandırıyordu. Nereden bilirdim ki oğlumun deplasmandaki ilk maçı "EFSANE GERİ DÖNÜŞ" maçı olacağını... Ne iyi ettim de götürdüm... Büyüdüğünde ilk deplasman maçını arkadaşlarına anlatır, bir güzel keyifle... "O maçta bende tribündeydim, hemde 6 yaşımdaydım" dediğini duyar gibi oluyorum.
Adana'dan hareket etmeden önce tribün lideri Göksel Amcasının kucağında maç muhabbeti de yaptı. İnanır mısınız bilmem ama maçın berabere biteceği tahminini bile yapmıştı o arada...
Otobüsler dizi dizi dizilmiş bekliyordu. Hepside birbirinden güzel ve değerliydi çünkü bizi oraya, hedefe götürecekti. Biliyorduk ki Kayserispor müsabakası Adana Demirspor için "HEDEFE" kilitlenme maçı olacaktı. Bu maçı kaybetmemiz durumunda 2.lik tehlikeye girecek ve belkide Adana Derbisi öncesi moraller bozulacaktı.
Kayseri girişinde durdurulduk ve otobüslerimiz didik didik arandı, Otobüslerden aşağıya indirildik ve bu süreç allahtan fazla uzun sürmedi çünkü maça yetişememe endişesi vardı içimizde... Biz daha Kayseriye varmadan , bizden önce giden taraftarlarımıza saldırı olduğu haberi geldi, "Kayserispor taraftarı yapmaz öyle birşey, abartılıyordur" dediysek de içimize bir kuşku düşmedi değil... "Hafta içi verilen dostluk mesajları acaba çöpe mi gitmişti?
Acaba bir hasım tribün daha mı kazanmıştık...?"
Sonunda kısa deplasman yolu bitti ve Kadir Has Stadyumuna vardık. Çoşkulu bir taraftar kitlesi dışarıdan , içeriye bir an önce girmek için can atıyordu... Ama o da nesi...? "Ziyaretçi Taraftar Girişi" denilen kısımda bir insanın geçebileceği darlıkta , demir parmaklıklardan bir tünel ve bu tünelin sonunda çorabının içine kadar arayan güvenlik görevlileri... Yahu durun biz sadece Takımımızı desteklemeye gelen taraftar grubuyuz..Napıyorsunuz...?
Yağmur hafiften yağmaya, arka sıralardan "Haydi be haydi,alın içeriye artık...ne bu bee" sesleri yükselmeye başlamıştı...
İçeri girebildik...
Arandık...
Ayakkabılarımız bile çıkarıldı...
Çoraplar ellendi...
Davulların içeri girmesi engellendi...
Beni arayan polise seslendim "Abartmayın bu kadar diye..." Polisten aldığım cevap net "Emir böyle"...
Emir almışlardı... Birileri emir vermişti. "ŞAMPİYONLUKTAN EDİN ONLARI" demeyle eş değer bir emir..
İçeri girdikten sonra ilk gözüme çarpan, stadyum slogancısının da dediği gibi "Büyük Kayserispor Taraftarı" idi... yaş ortalamaları küçük olan ama ettiği laflar büyük olan Kayserispor Taraftarları.. Hem de "Büyük"...
Maç başladı ve biz karşı tribüne en ufak bir sataşma yapmadık. hatta "Demirden Korksak,Trene Binmezdik" pankartlarını bile görmezden gelebilirdik ama ta ki ikinci golün hemen ardından daha gol sevinçlerini bir köşeye bırakarak "KOYDUK MU!" diye tezahürat etmeleri bizi sinirlendirmedi değil...
3. gol geldiğinde ise yine aynı tezahürat "KOYDUK MU?!!"...
işte o son "KOYDUKMU?!!" tezahüratını yapmayacaktınız...
Bizim tribünde kısa süreli bir sessizlik ve Göksel Tel'in elleri havada "SUSUN, DİNLEYİN" işareti yapıyor...Herkesi susturuyor... "Ayıp bize ayıp"... Biz bunları burda konuşturuyoruz ya..! Ayıp bize! Bu maçın dönmesini istiyorsak, YAPABİLİRİZ! BU MAÇI DÖNDÜREBİLİRİZ! DÖNDÜREMEZSEK AYIP HEPİMİZE"...
İşte ondan sonrası ise hepimizin malumu... 3-0 geriye düşmüş bir takım o an ateşleniyor. Tribündeki kıvılcım sahaya düşüyor ve futbolcularımız bir "Savaşçı" kimliğine bürünüyordu. Sonuç itibariyle ardı ardına gelen 3 gol ile tribünde bir "EFSANE MAÇA daha ortak olmanın haklı gururunu yaşıyorduk. Kayserispor taraftarı ise yaşadığı şoktan çıkamamış , belkide içlerinden "Keşke o son KOYDUK MU'yu demeseydik diyordur hala...
Bizde boğazımız yırtılırcasına "KOYDUK MU!!?" dedik... Aslında pek sevdiğimiz bir tezahürat değildir ama bu maçta bunu söylememizi gerektirecek bir çok nedenimiz vardı. Bu maçın bizi sevindiren en güzel kısmı ise bu olmuştu. Kaybettiğimiz 2 puana rağmen aldığımız 1 puan sevindirmemişti bizi... Aslında maç sonunda bizim sevinmemiz gereken taraf biz değil, onlar olması gerekiyordu. Öyle ya bizi yenselerdi puan farkını açacaklardı. Mağlup olmaları durumunda zirveyi paylaşmak zorunda kalacaklardı. Kısacası beraberlik ise onların işine geliyordu...
Bu maçın ardından hergün , her saat birşeyler yazılabilir, benimkisi sadece durumumu ve gururumu paylaşmaktı. Sizde paylaşın, haklı gururunuzu yaşayın. Etrafınızda ki herkese bu durumları anlatın. Önümüzde Adana Derbisi var. Şehir bir an önce "ŞAMPİYONLUK" havasına girmeli,her taraf Mavi-Lacivert olmalı.
Biz İNANDIK...
Sizde İNANIN!!!
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ, ŞAMPİYONLUK TÜRKÜLERİ SÖYLEYE SÖYLEYE...
Saygılarımla
Doğan Ergezer
Adana'dan hareket etmeden önce tribün lideri Göksel Amcasının kucağında maç muhabbeti de yaptı. İnanır mısınız bilmem ama maçın berabere biteceği tahminini bile yapmıştı o arada...
Otobüsler dizi dizi dizilmiş bekliyordu. Hepside birbirinden güzel ve değerliydi çünkü bizi oraya, hedefe götürecekti. Biliyorduk ki Kayserispor müsabakası Adana Demirspor için "HEDEFE" kilitlenme maçı olacaktı. Bu maçı kaybetmemiz durumunda 2.lik tehlikeye girecek ve belkide Adana Derbisi öncesi moraller bozulacaktı.
Kayseri girişinde durdurulduk ve otobüslerimiz didik didik arandı, Otobüslerden aşağıya indirildik ve bu süreç allahtan fazla uzun sürmedi çünkü maça yetişememe endişesi vardı içimizde... Biz daha Kayseriye varmadan , bizden önce giden taraftarlarımıza saldırı olduğu haberi geldi, "Kayserispor taraftarı yapmaz öyle birşey, abartılıyordur" dediysek de içimize bir kuşku düşmedi değil... "Hafta içi verilen dostluk mesajları acaba çöpe mi gitmişti?
Acaba bir hasım tribün daha mı kazanmıştık...?"
Sonunda kısa deplasman yolu bitti ve Kadir Has Stadyumuna vardık. Çoşkulu bir taraftar kitlesi dışarıdan , içeriye bir an önce girmek için can atıyordu... Ama o da nesi...? "Ziyaretçi Taraftar Girişi" denilen kısımda bir insanın geçebileceği darlıkta , demir parmaklıklardan bir tünel ve bu tünelin sonunda çorabının içine kadar arayan güvenlik görevlileri... Yahu durun biz sadece Takımımızı desteklemeye gelen taraftar grubuyuz..Napıyorsunuz...?
Yağmur hafiften yağmaya, arka sıralardan "Haydi be haydi,alın içeriye artık...ne bu bee" sesleri yükselmeye başlamıştı...
İçeri girebildik...
Arandık...
Ayakkabılarımız bile çıkarıldı...
Çoraplar ellendi...
Davulların içeri girmesi engellendi...
Beni arayan polise seslendim "Abartmayın bu kadar diye..." Polisten aldığım cevap net "Emir böyle"...
Emir almışlardı... Birileri emir vermişti. "ŞAMPİYONLUKTAN EDİN ONLARI" demeyle eş değer bir emir..
İçeri girdikten sonra ilk gözüme çarpan, stadyum slogancısının da dediği gibi "Büyük Kayserispor Taraftarı" idi... yaş ortalamaları küçük olan ama ettiği laflar büyük olan Kayserispor Taraftarları.. Hem de "Büyük"...
Maç başladı ve biz karşı tribüne en ufak bir sataşma yapmadık. hatta "Demirden Korksak,Trene Binmezdik" pankartlarını bile görmezden gelebilirdik ama ta ki ikinci golün hemen ardından daha gol sevinçlerini bir köşeye bırakarak "KOYDUK MU!" diye tezahürat etmeleri bizi sinirlendirmedi değil...
3. gol geldiğinde ise yine aynı tezahürat "KOYDUK MU?!!"...
işte o son "KOYDUKMU?!!" tezahüratını yapmayacaktınız...
Bizim tribünde kısa süreli bir sessizlik ve Göksel Tel'in elleri havada "SUSUN, DİNLEYİN" işareti yapıyor...Herkesi susturuyor... "Ayıp bize ayıp"... Biz bunları burda konuşturuyoruz ya..! Ayıp bize! Bu maçın dönmesini istiyorsak, YAPABİLİRİZ! BU MAÇI DÖNDÜREBİLİRİZ! DÖNDÜREMEZSEK AYIP HEPİMİZE"...
İşte ondan sonrası ise hepimizin malumu... 3-0 geriye düşmüş bir takım o an ateşleniyor. Tribündeki kıvılcım sahaya düşüyor ve futbolcularımız bir "Savaşçı" kimliğine bürünüyordu. Sonuç itibariyle ardı ardına gelen 3 gol ile tribünde bir "EFSANE MAÇA daha ortak olmanın haklı gururunu yaşıyorduk. Kayserispor taraftarı ise yaşadığı şoktan çıkamamış , belkide içlerinden "Keşke o son KOYDUK MU'yu demeseydik diyordur hala...
Bizde boğazımız yırtılırcasına "KOYDUK MU!!?" dedik... Aslında pek sevdiğimiz bir tezahürat değildir ama bu maçta bunu söylememizi gerektirecek bir çok nedenimiz vardı. Bu maçın bizi sevindiren en güzel kısmı ise bu olmuştu. Kaybettiğimiz 2 puana rağmen aldığımız 1 puan sevindirmemişti bizi... Aslında maç sonunda bizim sevinmemiz gereken taraf biz değil, onlar olması gerekiyordu. Öyle ya bizi yenselerdi puan farkını açacaklardı. Mağlup olmaları durumunda zirveyi paylaşmak zorunda kalacaklardı. Kısacası beraberlik ise onların işine geliyordu...
Bu maçın ardından hergün , her saat birşeyler yazılabilir, benimkisi sadece durumumu ve gururumu paylaşmaktı. Sizde paylaşın, haklı gururunuzu yaşayın. Etrafınızda ki herkese bu durumları anlatın. Önümüzde Adana Derbisi var. Şehir bir an önce "ŞAMPİYONLUK" havasına girmeli,her taraf Mavi-Lacivert olmalı.
Biz İNANDIK...
Sizde İNANIN!!!
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ, ŞAMPİYONLUK TÜRKÜLERİ SÖYLEYE SÖYLEYE...
Saygılarımla
Doğan Ergezer