Sözde icraat zamanı bitti!

Ne oldu yine...
Tam her şey düzene girmiş, Play-Off larda başarı beklemeye koyulmuşken, üstelikte yine yeniden umutlanmışken..

Play-Off'lara 2 gün kala şurada konuşmamız gereken en son şeyi dün akşam yaşadık, dün akşam Türkiye'de bir spor kulübü 5-10 fanatikten korunamayacağı düşünüldüğünden Valilik kararıyla şehirden çıkartıldı! Buna kimse inanmamı beklemesin? Eğer gerçekten bunun böyle olduğunu iddia ediyorsanız, emin olun Adana'dan bir grup Mustafa Kemal'in Askeri çıkar gelir, orada bu 5-10 fanatik tehditkara gereken cevabı verir! Malatya' yı da korur, Ülkeyi de korur...

Ne bu ülkeyi sahipsiz,korumasız bırakır!

Ne de Adana Demir'i!

...

Dünkü olayı kısaca özetlemek gerekirse hatalar silsilesi , sonucu sancılı bir durumda getirdi diyebilirim. Yılmaz Vural'ın Malatya tercihi, Demirspor'a belki zarar verdi belki de takımımız daha da hırslandı. Bunu Perşembe günü saat 21:30'da hep birlikte göreceğiz. Evet ilk bakışta kamp alanının Malatya seçilmesi tercihi yanlış görünüyor ama bu bile, Malatya'ya yön veren siyasi ve mülki amirlerinin yaptığının yanında lokma şekeri sayılır.

75 yılı aşkın tarihiyle Türkiye'nin sayılı takımları arasında yer alan, taraftarı ve seveni neredeyse yüzbinlere ulaşan Adana Demirspor, 5-10 uyuşturucu bağımlısı görünümlü sözde Malatyaspor fanatiği yüzünden şehirden uzaklaştırıldı. Tüm bunların yanı sıra ülkede futbol oynanabilmesi adına çalışma yapmakla yükümlü olan Futbol Federasyonu ne yaptı? Koskoca bir hiç, üstelik bu federasyonun Malatya Bölge Müdürü Fahrettin Eserdi'nin yaptıkları ise göz ardı edilemez cinsten.. Bu zat iddiaya göre Malatya taraftarı ile işbirliği yaparak, onlara "Merak etmeyin, Adana Demirspor'a antrenman yapacak saha vermeyeceğim" deme gafletine bile düşmüştür. Buna gaflet demek ne derece doğru bilemiyorum çünkü tüm bunları yan yana, üst üste koyduğumuzda kocaman bir puzzle'ın ortaya çıktığını görebiliyoruz.

Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi önemlidir,

Adana Demirspor kulübünün, bu handikaplar yaşanırken, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve bilgi kirliliğinin önüne geçilebilmesi açısından yayın yapan kuruluşlara ulaşmaya çalışması olumlu bir gelişmeydi. Akşam başkanımız Sedat Sözlü ile görüştüm ve "TRT Spor'da PTT 1.Lig Analiz programında ne zaman yayına gireceksiniz" diye sorduğumda, bana "Malesef bizi yayına almaktan vazgeçtiler" deyince kalakaldım.

Hemen yayını açtım ve bakalım Adana Demirspor gibi bir kulübün mağduriyetinden daha önemli olan konu neymiş diye izlemeye başladım. Çünkü programın adı üstünde "PTT 1.Lig" yayını yapıyor ve Play-off lara şunun surasında 1-2 gün kalmıştı. Adana Demirspor'un magduriyeti ise üst sınırdaydı, çünkü  Antrenman yapmak yerine şehirler arası yollarda yolculuk yapmaya devam ediyorlardı!

Neyse...

Açtım TRT Spor'u...

Tanju Çolak konuşuyordu...

Diyordu ki, Alanyaspor'un hakkı yenilmiş! Kuddisi Müftüoğlu Alanyalı diye hakemler Kuddisiye laf gelmesin diye Alanyaspor'u kollamıyorlar aksine aleyhinde karar veriyorlar..

Mışş...

Böyle diyor Tanju efendi!

Hemen kapattım programı!

Hayır takılmayayım diyorum, ve zaten seyrettiğim bir programda değil, zira yılış yılış samimiyetsizlik akan bir yayını seyretmektense gidip balkondaki çiçekleri sularım hayra girerim diye düşündüm!

 

Gelelim dün akşamın yankılarına...

Dün akşam ulusal medyada birçok site ve kanal Adana Demirspor'un uğradığı hainliğe şahitlik etti ve oluşan olayları kınayan mesajlar attı. Adana siyasi liderleride bu kınama mesajlarından en cafcaflılarını seçerek sosyal medya hesaplarından yayınladı... Bir tek Seyfettin Yılmaz'ın resmi bir girişimine şahit olduk. Kendisi Adana Demirspor'a yapılan haksızlığı boş geçmedi ve meclis gündemine getirdi. Teşekkür ediyorum kendisine bu duyarlılığı gösterdiği için.

Bunun yanı sıra dün akşam verilen atılan "Yanındayız, Ezdirmeyeceğiz.." mesajlarının hepsini gördüm...

Şimdi verilen bu mesajlar arkasında durup durmadığınıza bakacağım...

Yok öyle tribüne oynamak!

Sözde icraat zamanı bitti!

21:30'da Perşembe günü, 19 Mayıs evet maçımız var Elazığspor ile Elazığ Atatürk Stadyumunda..

Adana'da halkın oyları ile seçilen siyasi irade'nin, içerisine pislik ve hainlik bulaşmış sporun içerisine girsin demiyoruz ama en azından protokol tribününde oturup müsabakaları izlesin.. Sonuçta maçın hakemleri sahadaki oyundan önce protokole bakar.

Orada olun, müsabakayı seyredin ve sadece masada oturun! O masayı koruyun!

Sadece o masalarda hakkımızın gasp edilmesine karşı çıkın!

Biz o masalara uzağız, göremiyor ve bilemiyoruz ama acısını 21 yıldır yaşıyoruz!

Zaten sahada takımımız, tribündeki biz olacağız!

Hiçbir zaman kaybetmediğimiz, savaşı bırakmadığımız tribünde...

ve her zaman söylediğimiz gibi, "Ne hakemlerle, ne siyasetle, Şampiyonluklar gelmesin bize"

 

Saygılarımla;
Doğan Ergezer
Daha yeni Daha eski
Google News